18 Nisan 2010 Pazar

Olaylı Maçta Gülen Çıkmadı


Bordeaux Şampiyonlar Ligi Çeyrek Finali'nde Lyon'a elenmesinin ardından ligde en azından bir initakam peşindeydi ; ancak zorlu mücadeleden galip takım çıkmadı . Bordo kaçtı Lyon kovaladı . 2-2.


Golü atan takım yattı ve topu ağlarında gördü . Ortada giden mücadelede 26.dakikada kullanılan frikikte topa hafifçe dokunan Chamakh ilk yarının skorunu belirlemiş oldu . Bu golden sonra Bordo durdu Lyon oynamaya başladı. Nitekim 55.dakikada Ederson harika bir gol attı ve mücadeleyi zevkli hale getirdi . Bu sefer Bordo'nun baskılı olduğunu gördük ve 62.dakikada Plasil Ederson'a nazire yaparcasına mükemmel bir golle takımını yeniden öne geçirdi . Bu sefer yine Lyon oyuna ağırlığını koydu ve 72.dakikada Cris topu kafasıyla ağlara yolladı. O da Chamakh'a nazire yapıyordu belki de . Bu dakikadan sonra oyun dengesini korudu ve mücadele 2-2 sonuçlandı . Ancak maçın önüne yaşanan olaylar geçti . Maçın son dakikalarında yaşanan gerginlikte Bordo 9 Lyon ise 10 kişi kaldı ve iki takım da maçı eksik ya da eksiklerle tamamlamak zorunda kaldı .


Puan cetveline bakacak olursak Marsilya'nın büyük bir avantaj yakaladığını görüyoruz . Büyük ihtimalle büyük bir aksilik yaşamazlarsa ligi şampiyon olarak tamamlayacaklarını düşünüyorum . Haydi hayırlısı ...

17 Nisan 2010 Cumartesi

İlginç Gol Sevinci


Paul Scholes ve Gary Neville'ın ilginç gol sevinci....

Tottenham Mucizesi


Sürpriz bir şekilde ilk 4'te yer alan Tottenham Arsenal'ı 2-1 yemesinin ardından bu hafta da lider Chelsea'yi aynı skorla mağlup etmeyi başardı .Goller 15. dakikada penaltıdan Jermain Defoe , 44. dakikada Gareth Bale ve 92. dakikada Frank Lampard'dan geldi . Maçın 67. dakikasında Terry'nin kırmızı kart gördüğünü de belirtmek gerekir sanırım .

15. dakikada Terry'nin topa elle dokunduğunu kaçırmayan hakem iyi bir karşılaşma yönetti . Tottenham kadar iyi miydi bilemem ama gayet yerinde kararlar verdi .


44.dakikada da Bale enfes bir gol attı. Şarrap gibi gol derler ya. Aynen öyle. Chelsea hiçbir şekilde Tottenham'a engel olamadı. Tarihi bir hezimet yaşanmadıysa bunun 3 nedeni vardır.


1. Cech'in harika performansı

2. Tottenham'lı oyuncuların pozisyonlardaki beceriksizliği
3. Şanssızlık.


Kimse kırmızı karttan sonra Chelsea'nin dağıldığını söyleyemez. Çünkü maçın genelinde normal bir performans sergilediği söylenemez. Tottenham bu karşılaşmadan 6-7 gollü ezici bir galibiyetle de ayrılabilirdi.


Tottenham'ın defansını da boş geçmemeliyiz. Çok iyi oynuyorlar. Arsenal ve Chelsea gibi hücumsal anlamda iki iyi takımı yenmeleri de bunun göstergesi zaten.


Chelsea 92'de Lampard'ın karambole golünden sonra ümitlendi ancak atayım derken az kalsın 95'te 3. golü kalesinde görüyordu. Zirvede işler karıştı. Manu liderin yalnızca 1 puan gerisinde takibini sürdürüyor .Sözü uzatmatmanın alemi yok.Sonuç olarak Tottenham'ın fazlasıyla hakettiği bir 3 puan aldığını söylemek yanlış olmaz sanırım ...

Teslim Ol İstanbul !



Bursaspor dün bir önemli engeli daha geçti . Maçı izlememe rağmen bir yazı ben de yazayım dedim .

Antep iyi pas yapan bir ekip ama bu özelliğini her maçlara yansıtamıyorlar .Spor yazarı Ozan Şişli bunu oyuncuların maç seçmesine bağlıyor . Duruma bakıldığında seçilmesi gereken maç bu değil mi diye geçiriyor insan aklından . Liderle oynuyorsunuz . Yaptığınız iş mi ?

Bursaspor defansa daha fazla önem vermeye başladı Yenilecek bir golde durumun zorlaşacağını iyi biliyorlar . Yenilecek goller takıma büyük bir stres yaşatabilir .


Ertuğrul Sağlam maçtan sonra '' Çok riskli olan bir maçı kazandık . Derbiden çıkacak sonuç ne olursa olsun avantajımız olacak . Şampiyonluğa çok yaklaştık '' dedi . Artık riskli olmayan bir maç kalmadı zaten . Her maç şampiyonun belirlenmesi açısından büyük önem taşıyor . Fenerbahçe'nin Beşiktaş karşısında alacağı bir puan kaybında Bursaspor şampiyonluğa çok yaklaşır . Ankaraspor maçını saymazsak Bursa'nın 3 maçı kalıyor . Bir 3 puan da cepte . Bu durumda Bursasporlular şampiyonluk şarkıları söylemeye başlayacaktır diye düşünüyorum . Galatasaray'ın da Bursaspor karşısında alacağı bir 3 puanla yeniden zirvede söz sahibi olması düşünülebilir . Beşiktaş'ın da son maçı Bursa ile. Derbiden alacağı 3 puanla şampiyonluk umutlarını sürdürebilir ; ancak aksi takdirde şampiyonluk şansı kalamayacaktır diye düşünüyorum .


TESLİM OL İSTANBUL



Dün maç kadar Bursaporlular'ın maçtan önce açtığı pankart da konuşuldu . Pankartta Bursa'yı temsilen Red Kit ve üç büyükleri sembolize eden Daltonlar vardı . Üç büyüklere hitaben de Teslim Ol İstanbul yazısı . Teksas büyük iş çıkarmış . Güzel pankartlardan biri olmuş .


Maçtan sonra da bayram stattan şehre taşındı . Sezon sonundaki hakedilen şampiyonluk sevinci de cabası ...

Büyük Takımların Küçük Futbolcusu Santos'a


HaberTürk gazetesinde gördüğüm kısa bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum .

Giovani Dos Santos Barcelona'dan ayrılmasının ardından takımın 6 kupa birden kazanması ve bu sezon da başarısını sürdürmesini Katalan gazetesi Sport'a yorumladı : Eski takım arkadaşlarımla gurur duyuyorum . Belki ben ayrılmasaydım Barcelona'da işler bu kadar yolunda gitmeyebilirdi . Hayat bu , böyle şeyler olur . Şimdi en büyük amacım çok çalışıp yeniden büyük bir takıma dönmek .

Gazete de çok güzel bir başlık atmış yukarıya . Galatasaray küçük takım mı Santos ?

Oynadığın takıma laf atmanın bir alemi yok. Küçük dediğin bu takımda oynuyorsan sen de küçüksün demektir. Galatasaray da büyük oyuncu aradı seni buldu . Türkiye'de yabancılara verilen önem yeniden gözden geçirilmeli . Kimse takımlarımızı büyük takım olarak görmüyor .

Sözüm ona ; belki ben ayrılmasaydım Barcelona'da işler bu kadar yolunda gitmeyebilirdi demiş . Tam üstüne basmış . Yerin yok Barça'da senin .

Henüz 10 yıl kadar önce Uefa Kupası'nı kazanmış bir takıma küçük takım demek büyük ayıptır . Daha dünkü b.k Santos nasıl Galatasaray'a küçük takım demeyi cesaret edebiliyor anlamış değilim. Umarım yanlış bir haberdir. He eğer yanlışsa bu sözlerimi geri alırım ancak bunların hiçbiri Santos'un bu formanın hakkını vermediği gerçeğini değiştirmiyor. Bu da böyle biline .

Bu yazı da BÜYÜK TAKIMLARIN KÜÇÜK FUTBOLCUSU santos'a gitsin !!!

11 Nisan 2010 Pazar

Clasico'nun tanımı


Dün gece maçın çok az bölümünü izlememe rağmen biraz yorumlamak istiyorum . Real maçtan önce çok şişirildi . Barça kendinden emin paslarıyla ve oyunuyla maçı kazanacağını belli etmişti zaten . Pedronun golüne değinmek istiyorum .


Pedro'nun golü öncesi Real topa dokunamadı bile . Çok güzel paslaştı Barça'lılar . Topu tersten alıp önüne , ceza sahasının içine doğru sürmesi bile bence gayet iyiydi . O sıkışık vaziyette topu ölü nokta diyebileceğim yere gönderdi . Ne diyeyim . Clasico 22 kişinin 90 dakika mücadele ettiği ve sonunda Barça'nın galip geldiği bir karşılaşmadır ...

10 Nisan 2010 Cumartesi

Sahne Senin El Clasico



Tüm dünyanın takip ettiği bir karşılaşmadan söz ediyoruz . Dünyanın en iyi oyuncularının bir arada toplandığı iki takımın ezeli ve ebedi rekabeti . Katalanlar'ın Barca'sı ile kralcıların Los Galacticos'u . Barcelona , Real Madrid her ne kadar kadrosunu yıldızlarla takviye etse de ilk maçta 1-0 kazanarak kolay lokma olmadığını gösterdi .

Herkes bu karşılaşmada Ronaldo ve Messi üzerinde yoğunlaşıyor . Ronaldo bence bu maçta pek varlık gösteremeyebilir . Eğer kendini Real taraftarına sevdirmek ve Messi'den daha iyi olduğunu göstermek istiyorsa Messi'den daha fazlasını üretmeli . Son dönemlerde dünyadaki derbilere bakılırsa az gollü ve iki takımın tedbirli olacağı bir maç bekliyorum . 1-1'lik sonuç en büyük beklentim .

Pellegrini beraberliğin kendileri için kötü bir sonuç olacağını söyledi . Herhangi bir beraberlik durumunda mutlu olması gerektiğini belirtmeliyim. Karşılaşma sonunda hala liderlik koltuğunda olmak onun için imkansızı başarmak gibi olmalıdır . Alacağı bir mağlubiyetle koltuğu fena halde sarsılacaktır benden demesi .
Higuain çok gol atmasına rağmen çok eleştiri alıyor. Onun için iyi bir fırsat olacaktır . Abidal oynayamayacak . O bölgeden Real ataklarını izleyebiliriz . İbrahimovic ve Kaka'nın oynayamayacak olması oyunu etkilemez diye düşünüyorum . En azından Barça'yı etkilemez .
Barnebau'daki son maçı Barca 6-2 kazanmıştı . Bu maçı etkilemez tabiki ama Türkiye'de bu tür istatiktikler ilgi görür . 6-2'nin rövanşı tarzı ;) .

Bu maçı önemli yapan etkenlerden biri de iki takımı puan cetvelinde ayıran tek şeyin bir gol olması . Bu maçı daha da ilgi çekici kılıyor .

Benim sempatim Barcelona'ya karşı . Gönlümden Barca geçiyor . Ama futbol bu . Top yuvarlak , ne olacağını bilemeyiz. Özellikle de bu tür karşılaşmalarda .


El Clasico 90 dakika boyunca dünyadan , onun dertlerinden alıp başka diyarlara götürür sizi . El Clasico bir karşılaşmadan çok daha fazlasıdır . Sahne senin El Clasico ...

8 Nisan 2010 Perşembe

Messi Esprileri


Messi'nin Arsenal'a karşı iyi oyunla 4 gol sergilemesinin ardından ilginç espriler yayılmaya başladı bile. İşte en beğendiklerim :


5- Askerde çok dayak yer bu çocuk . Babam .
4- Messi vurursa gol olur sayın savcım . Rıdvan Dilmen - Beşiktaş Adliyesi
3- Kimin için oynuyorsun sen ? Kimin adamısın ? Polat .
2- Orta açamasaydı Beşiktaş'ta oynardı . İbrahim Üzülmez .
1- Messi ile ilgilenmiyoruz . Fenerbahçe Spor Kulübü .



Ayrıca Messi Real'e karşı da aynı oyunu oynamam zor şeklindeki açıklamasıyla ne kadar mütevazı olduğunu da gösterdi .

Olic Böyle İstedi


İlk maçı sahasında 2-1 kazanan Bayern , deplasmanda 3-2 mağlup olmasına rağmen turladı .


Manu daha maçın başında 2-0'ı yakaladı . Ardından 3-0'ı . İlk maçın ardından yazdığım yazımdaki gibi ben Bayern'i tutuyordum . Tur gitti derken Olic'in ilk yarının sonundaki golüyle umutlandım . Tüm Bayern destekçileri de umutlanmıştır sanırım . İkinci yarıda da turu arzulayan bir Bayern vardı ve Robben'in golü turu getirdi . Bu arada ikinci yarının başında Manu'nun 10 kişi kaldığına da unutmamak gerekir .


Kuşkuşuz sürprizlerden biri de Rooney'in 11'de başlamasaydı . Dünya kupasında oynayamayacak olmasından korkulurken Bayern karşısında sahaya çıktı ancak sadece 55 dakika dayanabildi . Ferguson belki de büyük hata yaptı .


Ben Bayern'e turu Olic'in getirdiğine inanıyorum . 2 gol attığından değil bu gollerin kritik anlarda gelmesinden dolayı . İlk maçta son dakika golüyle maçı kurtaran oydu . Yine deplasmanda da ilk yarının sonunda topu ağlarla buluşturdu ve ikinci yarıya umutla girilmesini sağladı. Turu resmen aldı taraftarlara hediye etti . Ne diyelim Lyon karşısında da başarılar . Yine destekçileri olacağım ...

6 Nisan 2010 Salı

Avrupa Toz Duman


Avrupa'nın dört bir yanında ilginc şampiyonluk yarışları sürüyor. Tarihinde şampiyonluk görmemiş takimlar dahi iddialı konumdalar. Derbilerdeki ilginc sonuçlarla birlikte de şampiyonluk yarışları iyice kızıştı. İşte Avrupa'nın belli başlı liglerinden sıralamalar ve tahminlerim.


Bundesliga


B. Münih 59 puan (Şampiyonluk Favorim)

Schalke 58 puan

B. Leverkusen 53 puan

B. Dortmund 52 puan


Serie A


İnter 66 puan

Roma 65 puan (Şampiyonluk Favorim)

Milan 63 puan


Barclays Premier League


Chelsea 74 puan (Şampiyonluk Favorim)

M. United 72 puan

Arsenal 71 puan


La Liga


R. Madrid 77 puan

Barcelona 77 puan (Şampiyonluk Favorim)


Ligue 1


O. Lyon 57 puan

Montpellier 57 puan

Auxerre 57 puan

Marsilya 56 puan

Bordeaux 56 puan (Şampiyonluk Favorim)

Lille 54 puan


Turkcell Süper Lig


Bursaspor 61 puan

Fenerbahçe 58 puan (Şampiyonluk Favorim)

Beşiktaş 56 puan

Galatasaray 54 puan



Kuşkusuz en ilginc yarış Ligue 1'de. Bordeaux'nun şampiyonluğunu düşünmemin nedeni Marsilya ve Bordeaux'un 2 maç eksiğinin bulunması. Bordeaux'un bu maçlardan en az 4 puan çıkarmasını bekliyorum . En yakin rakibininse Lyon olacağını düşünüyorum.


Sıralamalarda veya puanlamalarda bir hatamız olmuşsa affola ...

5 Nisan 2010 Pazartesi

Sarı Melekler Gönüllerimizin Şampiyonu


Oynadığı 38 resmi müsabakadan 38 galibiyet çıkaran ve rakiplerine çok az set şansı veren Fenerbahçe Acıbadem dün bu geleneğini bozdu. Ancak kendisine yakışır çekilde Avrupa ikincisi olarak sezonu kapatmasını bildi .


Fenerbahçe Acıbadem'in sponsorluğuyla birlikte geçtiğimiz sezonki oyunculardan yalnız 3'ü ile yola devam etti . Kadro baştan aşağı yenilendi ve hedef Şampiyonlar Ligi finaliydi ki bu görevi de layıkıyla gerçekleştiler . Biraz fazla heyecanlandırdılar bizi ama Avrupa ikincisi oldular . Aslında gönüllerimizde şampiyon oldular .


Dün bir yandan gururlandım bir yandan da avcumuzun içine kadar gelen Avrupa Şampiyonluğu'nu kaçırdığımıza dert yandım . Ancak son 6 yılda 3 şampiyonluk yaşayan rakibimizi devirmek kolay değildi . 2-0 geriye düştüğümüz bir maçta mucizevi şekilde tam maç gitti derken toparlandık ve 2-2 yi bulduk . Tie break te ise tecrübe kazandı ve Bergamo takımı yeniden şampiyonluğuna kavuştu . Sözü uzatmak istemiyorum . Aslında söylenecek çok şey var ...


Geçtiğimiz sezon Dinamo Moskova bu turnuvada finalde Bergamo'ya kaybettiğinde Gamova da onlardaydı . Gamova bu sezon resmen Dejavu yaşadı . Ancak 2.02'lik dev melek turnuvanın en skoreri ödülünü de kazandı . Osmokroviç de en iyi servisçi ödülünü kazandı . Tek eksik ödül şampiyonluk kupasıydı ki onun da gelecek senelerde müzemize geleceğine inancım tam . Belki de gelecek sezon ne dersiniz ?

2 Nisan 2010 Cuma

14'lük Barça'lı


14 yaşındaki Cem'in Barcelona alt yapısına transferi medyayı meşgul etmekte . İşin ilginç yanıysa Almanya'da doğup büyüyen bu gencin 5 yaşından beri de Almanya'da top koşturması . Şimdi aklıma Mesut Özil örneği geliyor . Bu çocuğu düşünelim olmuş 20 yaşında Barça'da . Oynar mı Türk Milli Takımı'nda allasen ?

1 Nisan 2010 Perşembe

Volkan'ın Kalçası









Volkan'ın kalçası mı poposu mu desem bilemedim ama başlık için kalça kelimesi daha uygun oldu sanırım .
Volkan ne kadar tahrik için yapmadım dese de taraftarlarla ..... geçtiği ortada . Hareketin ardından espriler yayılmaya başladı bile . İşte birkaçı :